Merhaba sevgili okuyan,
Bildiğiniz üzere blokajlar bizler onların farkında olup, çözümleyene kadar hayatlarımızda bloke ettikleri konularda etkileri göstermektedirler. Bu blokajlar, olaylar döngüleri ile kendini göstermekle beraber, her bir döngüde benzerliklerini koruyarak şiddetlerini arttırmaktadırlar. Bahsi geçen bu olay döngülerinden nasıl çıkılır ve bu blokajlar nasıl çözümlenir gibi sorulara cevap olarak kısa bir yazı derledim. Keyifli okumalar dilerim...
Bilinçli ya da biliçsiz bir şekilde ürettiğimiz enerjinin bedenimizde sıkışıp kalması blokajı yaratıyor. Bu emerji sıkışmları duygu ya da düşüncelerin bedende sıkışmasından kaynaklanmaktadır. Bir bir olaydan,durumdan, kişiden dolayı üzüldüğümüzde, endişe ettiğimizde, öfkelendiğimizde ya da bir söze karşı derin duygular hissettiğimizde enerji üretiriz. Bu enerji dışa çıkma fırsatı bulamayınca bedenimizin bir yerinde sıkışıp kalır ve biz buna duygusal blokaj deriz. İnsan hayatı boyunca bu blokajları biriktirir, kişi çok duygusal bir birey ise bu dahada artış göstermektedir . Blokajlar kafa bölgesinde, kaslarda, karında, karaciğerdei insan vücudunun her yerinde toplanabilmektedir. Bu blokajlardan kurtulduğumuz vakit ağrı ve rahatsızlık çekebiliriz. Enerji sıkışmaları çözüldüğünde acı çekeriz. Bu süreç o kadara da hoş değildir. Ama blokajın çözülmesinin hemen ardından enerjimiz artar, kendimizi bir zaman için hafif ve canlı hissederiz.
Şimdi düşünün, tüm blokajlardan kurtulsak neler hissederiz?
Kzanacağımız ilk şey özgür kalmış bir enerji potansiyeli olacaktır. Bunun sebebine ise günümüzde klişileşmiş ancak gerçekliğini yitirmemiş bir sözle açıklamak gerekir. "Evren boşluk kabul etmez." Bu durum sonrasında tabir-i caiz ise yeni doğmuş bir bebkten farksız oluruz.
Bizi sarsan duygular bedenimizde kayıt olup kalırlar, biz onları unutabiliriz ancak onlar ise bizi etkilemeye devam ederler. Derin üzüntü, stres sağlığımızı ciddi şekilde bozmakla beraber ölüm riskini arttırabilir. "Üzüntüden, dertten, kederden öldü" bu sözleri çok duymuşsunuz. Bunlar boş sözler değillerdir. İnsan sözün tam anlamıyla üzüntüden ölebilir.
Blokajlarımızdan kurtulup, özgür kalmış enerjiyle yeni hayata nasıl adım atabiliriz?
İlk gelen sorulardan bir tanesi, blokaj çözülmesi işlemi ne kadar vaktimizi alır?
Burada cevap sizin ciddiyetinize ve niyetinize bağlıdır. Tabi arınma süreci kişiseldir, kişiye göre de değişiklik göstermektedir.
Siz hoşgörülü ve saf biri veya her şeyden kuşku enden bir kişi olabilirsiniz. İnsanlara kolay kolay güvenemeyenlerden de olabilirsiniz. Hatta belki siz asla bir şeylerin değişeceğine inanmayabilirsiniz.
Siz hep geleceğinizden korkarsınız veya yaratana güvenirsiniz.
Siz duygularınızı çevreye kolaylıkla aktarırsınız veya içinizde biriktirmeyi tercih edebilirsiniz.
Siz değişimlere yatkın mısınız? Ve ya sınırlamaların dışına çıkmaz mısınız?
Siz ilan ettiğiniz amaca ulaşmaya kararlı mısınız? Belki iki üç gün çalışmadan sonra her şeyi bırakırsınız?
Siz kendi blokajlarınızı silmeye hazır mısınız, yoksa sihirli değnek peşinde hocalara, medyumlara mı gideceksiniz?
Buradan da anlaşılacağı üzere yukarıda yazan bu sorulara farklı cevaplar olacaktır. Bundan dolayı şimdiki durumunuzdan amacını belirleyip ona kolaylıkla ulaşan kişiliğe farklı yollarınız olacaktır.
Pozitif, kalbi açık , hayata ve geleceğine güvenenler insanlar duygusal blokajlarını kısa zamanda kendileri yok edebiliyorlar. Bu kişiler için özel blokaj silme çalışması gerekmez, onlar zaten her istediklerini elde edebilirler. Başkalarına ise günde bir saat kaydıyla iki ay veya fazla çalışmaları lazımdır.
Daha önce söylediğimiz gibi değişim süreci eski kalıpları silmekten başlar. Sonra da bilinçaltına yeni düşünceleri yerleştirmek gerekiyor. Blokaj silme tekniklerinden biri affetme formülüdür ki bunun hakkında etraflıca konuşmak gerekir.
Diyelim ki siz bedeninizin duygusal blokajlarla dolu olduğunu anladınız ve bunları çözmek için karar aldınız. Biz kendi bilinçaltımıza böyle bir emir verebiliriz: “ Ben bilinçaltıma tüm duygusal blokajlardan arınmasını emrediyorum!”
Sizce böyle emir işe yarar mı? Genelde yaramaz. Nedenini bildiğim kadarıyla açıklayayım. Duygusal blokaj,daha önce söylediğim gibi, enerji sıkışmasıdır, yani biz onu bilinçaltımıza güçlü enerji desteğiyle yüklemişizdir. Korku, öfke, nefret hissettiğimizde organizmanın ürettiği enerji bu blokajda sıkışıp kalmıştır. Şimdi bizim sakin ruh halinde, dengede söylediğimiz cümleyi bilinçaltı ciddiye almaz. Bizim onu ve ayni zamanda zihnimizi ikna etmemiz lazımdır. Biz kararımızın kesin ve ciddi olduğunu göstermeliyiz. Bilinçaltı bu kararın bizim için gerçekten önemli olmasına inanmalıdır. Bizim isteğimizin geçici bir heves olmadığını bilmelidir.
Bunu nasıl yapabiliriz, nasıl bilinçaltını ikna ederiz?
Bir önemli iş görüşmesine gittiğinizde, yarışmaya girdiğinizde, sınava girdiğinizde siz ne hisseder siniz? Tabii ki heyecanlı olursunuz, organizmanız size destek olmak için enerjinizi arttırır. Bilinçaltınız bir iş görüşmesinin sizin için önemli olduğunu bilir ve enerjinizi çoğaltarak size yardımcı olmaya çalışır. Bir sonuç almanın doğal süreci böyle gelişir. Odaklanmak, düşünmek, önem vermek, gayret etmek(çalışmak) ve sonuç. Diyelim ki biz uzun zaman odaklanıp düşünerek bir şekilde ne istediğimizi anladık. Şimdi eski kalıbı silmek için gereken enerjiyi nasıl elde ederiz?
Bunu da bir başka yazıda açıklayabilmek ümidiyle.
Bize destek vermek isterseniz, abone olabilir veya instagramdan takip edebilirsiniz.
Hep Sevgiyle..
Ümit Yaşar