Merhaba sevgili okuyan,
Bu haftanın yazısı evrenin işleme yasaları üzerine. Bu yazıma "Kybalion" isimli Antik Mısır ve Yunan Hermetik felsefesini anlatan kitap ilham oldu. Kitabın çevirisi daha iyi olabilirdi, bazı kısımları doğru anladığımdan emin olmak için birkaç kez okumak zorunda kaldım, önden bu bilgiyi sizinle de paylaşmak istedim. Yasaların ismi farklı kaynaklarda başka başka olsa da, içeriğinin aynı olduğunu söylemek gerek.
Keyifle okumalar dilerim.
Evrenin, karmaşık bir denge içinde işleyen ve birbirine bağlı bir dizi yasaya tabi olduğu malum. Hepimiz bunun farkında olmakla beraber kimimiz bu yasaların işleyişine de ilgi duyarız. Bilgisi olmayanlar için eklemek isterim ki bu yasalar evrendeki enerji akışının temel prensiplerini belirler ve insan hayatına da rehberlik eder. Her biri kendi alanında benzersiz etkiye sahip olan evrensel yasalar, yaşamımızı anlamak, deneyimlemek ve olumlu bir yönde değiştirmek için kullanılabilecek önemli mekanizmalardır.
Çekim Yasası:
Evrensel çekim yasası, günlük yaşamımızın temel bir parçasıdır. Bu yasa, benzer enerjilerin birbirine çekileceğini belirtmektedir. Şöyle düşünün, sabah kalktığınızda olumlu bir düşünceyle gününüze başlarsanız, gün içinde etrafınıza neşe ve olumlu olaylar çekme olasılığınız artacaktır. Ancak burda konu sadece düşünce değil onu destekleyecek duygularla da alakalıdır.
Buna bir örnek verecek olursak;
İşe gitmek için evinizden çıkarken, trafikte olumsuz bir deneyim yaşadığınızı farzedelim. Bu durumda, negatif düşüncelere kapılma eğiliminde olabilirsiniz. Ancak, çekim yasasını anladığınızda, bu negatif enerjiyi değiştirme gücünüz olduğunu fark edebilirsiniz. Bu noktada, olumlu bir düşünceye yönelerek, trafik sıkışıklığını geçici bir durum olarak kabul edip, günün geri kalanında olumlu bir enerji yaratma seçeneğiniz olduğunu fark edersiniz.
Çekim yasası, sadece düşüncelerin değil, aynı zamanda hissettiğimiz duyguların ve sergilediğimiz davranışların da çevremizdeki enerji alanlarına etki ettiğini vurgulamaktadır. Dolayısıyla, çekim yasasını anlamak, olumlu bir içsel dünya yaratmak ve bu pozitif enerjiyi çekerek yaşam kalitemizi iyileştirmek için güçlü bir araç olarak kullanılabilmektedir. Unutmayın ki, çekim yasasıyla uyum içinde yaşamak, kendinizi ve çevrenizi olumlu bir şekilde etkilemenin birinci anahtarıdır.
Etki Tepki Yasası:
Newton fiziğinin temel prensiplerden biri olan ve aynı zamanda insan davranışları ve ilişkilerine de uygulanabilir olan bu yasa, her eylemin bir tepki doğuracağını belirtir. Bu yasaya göre olumlu eylemler olumlu sonuçlar doğururken, olumsuz eylemler de tıpkı kendileri gibi olumsuz sonuçlara neden olabilmektedir. İnsan ilişkilerinde ise, etkileşimlerimizin kalitesini ve doğasını belirlemede önemli bir rol oynamaktadır.
Örnek olarak, bir işyerindeki olası bir senaryoyu düşünelim. Elinizdeki bir proje üzerinde ekstra çaba harcarsınız, iş arkadaşlarınıza yardımcı olur ve olumlu bir çalışma atmosferi yaratırsınız. Bu olumlu aksiyonlarınız, iş arkadaşlarınızın size olan güvenini artırabilir, işbirliği ve takım ruhunu kuvvetlendirebilir.
Diğer yandan, negatif bir örnek düşünelim: Bir problemle karşılaşıldığında sorumluluğu üzerinize almayan, eleştirilere olumsuz bir tavır takınan biri olarak davranırsanız, bu negatif aksiyonlarınızın iş arkadaşları üzerinde de olumsuz bir etkisi olabilir. İnsanlar, olumsuz davranışlara tepki olarak, güven kaybı, motivasyon düşüşü ve olumsuz bir çalışma ortamı gibi sonuçlar yaşayabilirler.
Etki - Tepki Yasası, insan ilişkilerinde sorumluluk almanın ve pozitif bir etki yaratmanın önemini vurgulamaktadır. Eylemlerimizin ve davranışlarımızın çevremizde nasıl bir etki yarattığını anlamak, daha sağlıklı ve olumlu ilişkiler kurmak için bir fırsat sunan bir mekanizmadır. Bu yasayı anlamak ve günlük yaşamımıza dahil etmek, daha bilinçli bir şekilde hareket etmemize ve olumlu değişiklikler yaratmamıza yardımcı olacak bir diğer anahtardır.
Neden ve Sonuç Yasası:
Nam-ı diğer "Karma" olan bu yasa, her eylemin bir nedeni olduğunu ve bu eylemin bir sonuç doğuracağını öne sürmektedir ve "Etki-Tepki" yasasına benzemektedir. Bu yasa, yaşamımızdaki deneyimlerin bir tür dengesini oluşturduğunu ve bu dengeyi koruduğunu ifade eder. Olumlu eylemler olumlu sonuçlar doğururken, olumsuz eylemler de negatif bir enerji üretebilir. Karma dediğimiz bu yasa, yaşamımızdaki dengeyi ve adaleti yansıtır.
Örnekle detaylandıracak olursak:
Bir insanın başkalarına yardım etme eğiliminde olması ve olumlu davranışlar sergilemesi, bu yasa ile uyumludur. Örneğin, bir gün sokakta yolda yürürken karşılaştığı ihtiyaç sahibi birine yardım eden bir kişi, bu olumlu eyleminin bir sonucu olarak kendisi de ilerleyen günlerde olumlu deneyimler yaşayabilir. Belki de bu kişi, gelecekte kendi ihtiyaçlarını karşılamak için yardım alabilir veya başkalarının olumlu enerjisini çekebilir.
Diğer yandan, negatif bir davranış sergileyen bir kişi, bu davranışının bir sonucu olarak negatif bir deneyimle karşılaşabilir. Örneğin, başkalarına zarar veren birinin ilişkileri zayıflayabilir, güven kaybedebilir ve olumsuz bir enerji çemberine girebilir. Bu durum, kişinin negatif eylemlerinin bir sonucu olarak yaşadığı deneyimleri yansıtır. Atalarımız bunu etme bulma olarak tanımlamıştır.
Neden ve Sonuç Yasası, insanların eylemlerinin bir tür enerji dengesi içinde olduğunu ve bu eylemlerin yaşamları üzerinde bir etkisi olduğunu vurgulamaktadır. Bu yasa, insanların eylemlerinin sorumluluğunu alması, olumlu davranışlar sergilemesi ve bu sayede olumlu bir enerji çemberi oluşturmasını teşvik etmektedir. Bu prensibi anlamak, bireyleri daha bilinçli ve sorumlu bir şekilde yaşama yönlendirirken, toplumsal olarak bilincin yükselmesine de yardımcı olmaktadır.
Frekans Yasası:
Her şeyin enerji olduğunu ve bu enerjinin farklı frekansta titreşimlerle ifade edildiğini belirten bu yasa, pozitif düşünce, sevgi ve şükran gibi yüksek frekansta titreşen enerjilere odaklanmak, çevremizdeki enerji alanlarını olumlu bir şekilde etkilemeye yardımcı olmaktadır. Bu yasa, düşüncelerimizin ve duygularımızın frekanslarının, yaşamımızın genel frekansını belirlediğini ifade etmektedir. Daha net anlatmak gerekirse, günlük yaşamımızda pozitif düşünce ve hissetme alışkanlıkları oluşturmak, Frekans Yasası ile uyum içinde yaşamamıza katkı sağlamaktadır.
Örneğin, bir günün zorlu bir başlangıcı olabilir. Ancak, olumsuz bir olayla karşılaştığınızda, bu durumu pozitif bir şekilde ele almak, düşüncelerinizi yüksek frekansta tutmanıza yardımcı olabilmektedir.
Birine yardım etmek ya da birisinin gününü aydınlatmak gibi pozitif bir eylemde bulunursanız, bu eylem yüksek frekanslı bir enerji oluşturacaktır. Bu enerji, çevrenizdeki diğer enerjilerle rezonansa girebilir -ki bu da başka bir yasadır- ve olumlu bir etki yaratabilir. İnsanlar arasında olumlu bir etki yaratmak, bu yasa ile birlikte hareket etmek anlamına gelir.
Aynı şekilde, negatif düşünceler ve hisler de düşük frekansta titreşir. Öfke, korku ve endişe gibi düşük frekansta titreşen enerjilere odaklandığınızda, çevrenizdeki enerji alanları da bu düşük frekansa çekilebilir. Bu nedenle, Frekans Yasası, düşünce ve duygularımızın enerji frekansının yaşamımızı etkileyebileceğini vurgular.
Frekans Yasası'nı anlamak, yaşamımızda pozitif enerjiyi çekmek ve yaymak için düşünce ve duygularımızı yönlendirmenin bir yolu olabilir. Bilinçli bir şekilde yüksek frekansta titreşen enerjilere odaklanmak, çevremizi olumlu bir şekilde etkileyebilir ve olumlu bir yaşam deneyimi oluşturabilir.
Frekansınızı Kozmik Enerji ile yükseltebileceğinizi biliyor musunuz? Her ay belli bir sayıda açtığımız ve herkesin deneyimlemesini istediğimiz ücretsiz deneme seansı randevusu oluşturmak isterseniz aşağıdaki butona basmanız yeterli olacaktır. |
Denge Yasası:
Denge Yasası, evrende bir denge ve uyum içinde hareket edildiğini ifade eder. İnsan yaşamında da bu dengeyi korumak, içsel huzurun ve sağlığın temelini oluşturmaktadır. Çalışma ve dinlenme, hareket ve durma arasında bir denge bulmak, yaşam kalitesini arttıracağı gibi, içsel ve dışsal dengeyi korumanın önemini de vurgulamaktadır.
Yasanın mekanizmasına örnek verecek olursak;
Bir kişinin iş hayatındaki yoğun temposunu düşünelim. Sürekli çalışma sebebiyle dinlenme ve boş zaman eksikliği bu kişinin fiziksel ve zihinsel sağlığı üzerinde olumsuz bir etki yaratabilir. Ancak, Denge Yasası'nı anlamak ve konu üzerine uygulamak, bu kişinin çalışma ve dinlenme arasında bir denge kurmasına yardımcı olacaktır.
Başka bir örnek vermek gerekirse, hafta içi yoğun bir iş programıyla geçen günlerden sonra, kişi hafta sonunda dinlenmeye ve rahatlamaya odaklanabilir. Bu, içsel dengeyi koruyarak, stresi azaltabilir ve enerjisini yeniden dengeli hale getirebilir. Aynı zamanda, bir süreliğine işten uzaklaşmak, kişisel ilgi alanlarına ve hobilere vakit ayırmak da bu dengeyi sağlamak adına önemlidir.
Denge Yasası, fiziksel, duygusal ve zihinsel sağlığımızı korumanın yanı sıra, çalışma hayatımızda olduğu gibi ilişkilerimize de uygulanabilir. İnsanlar arasındaki etkileşimlerde dengeyi sağlamak, çeşitli sorumluluklar arasında dengeli bir yaşam sürmek, bu yasaya uygun bir yaşam tarzı benimsemek anlamına gelir. Bu yasa, insanların hayatlarını düzenli bir şekilde dengelemeleri ve içsel huzuru korumaları için rehberlik edecektir.
Dönüşüm Yasası:
Evrensel bir prensip olarak, her şeyin sürekli bir değişim ve dönüşüm içinde olduğunu ifade eden dönüşüm yasası, fiziksel dünyada kendisini Termodinamiğin 2. yasası olan "Entropi" olarak göstermektedir. Bu yasa, negatif enerjiyi pozitife çevirme yeteneğimizi ve zorluklarla başa çıkma kapasitemize vurgu yapmaktadır. Hayatımızdaki deneyimleri anlamak ve büyümek için zorlukları dönüştürme yeteneğimiz, Dönüşüm Yasası ile bağlantılıdır.
Örnek vermek gerekirse, bir iş kaybıyla karşılaşmak, başlangıçta olumsuz bir deneyim gibi görünebilir. Ancak, bu zorluğu bir fırsata dönüştürme yeteneği, Dönüşüm Yasası'nın işleyişini gayet güzel açıklamaktadır. Kişi, iş kaybını bir kariyer değişimi fırsatı olarak görebilir. Yeni bir beceri kazanmak, kendi işini kurmak veya farklı bir sektöre geçmek gibi pozitif adımlar atarak, negatif deneyimi bir dönüşüm sürecine çevirebilir. Bu, zorlukların, kişisel büyüme ve gelişim için birer fırsat olabileceği fikrini içerir. Yine bunu her şerde bir hayır vardır olarak betimleyen atalarımız, bizlere bardağın dolu tarafından bakmayı da öğütlemişlerdir.
Dönüşüm Yasası, hayatın dinamik doğasını anlamamızı ve her anın bir potansiyel dönüşüm fırsatı içerdiğini fark etmemizi sağlar. Kişisel gelişim, öğrenme ve olgunlaşma süreçleri, bu yasa ile uyumlu bir şekilde gerçekleşebilir. Bu prensibi anlamak, olumsuz durumları pozitife çevirmek ve bu tip durumlarla içsel güçten alınan destekle baş etmek için bir araç olarak kullanabilmemize olanak tanımaktadır.
Belirleme ve İstek Yasası:
Düşünce ve duygularımız, evrende bir enerji alanı oluşturarak çevremizi ve yaşamımızı etkilemektedir. Belirleme ve İstek Yasası, bu enerjinin bilinçli bir şekilde yönlendirilmesini ve odaklanılan konulara yoğunlaştırılarak istenilen sonuçları çekebilmeyi ifade etmektedir. Bu evrensel prensip, bireyin yaşamını bilinçli bir şekilde yaratma sürecinin mekanizmasıdır.
Örnek olarak, bir birey daha sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek istediğini belirlediğinde, bu yasa ona bu hedefe ulaşmak için bir araç sunar. İlk olarak, birey sağlıklı yaşamla ilgili net bir niyet belirler, örneğin, "Her gün sağlıklı beslenerek ve düzenli egzersiz yaparak vücuduma daha iyi bakmak istiyorum."
Belirleme ve İstek Yasası'na göre, bu kişi bu sağlıklı yaşam niyetine odaklanarak, düşüncelerini ve duygularını bu pozitif hedef doğrultusunda yönlendirir. Bu, bireyin enerjisini sağlıklı yaşamı çekmeye odaklamasına ve bu hedefi gerçekleştirmeye yönlendirmesine yardımcı olacaktır. Örneğin, bu kişi daha fazla sebze ve meyve tüketmeye başlayabilir, egzersiz rutinini güçlendirebilir ve genel yaşam tarzını sağlıklı bir yöne çevirebilir.
Bahsettiğim 7 yasa da farkettiğiniz üzere birbirine benzemekte ve iç içe geçmiş bir şekilde birbirini etkilemektedir.
Bu yasaları daha derinlemesine anlamak ve uygulamak için aşağıdaki unsurlara dikkat edilmesinde fayda olabilir:
Enerji Yönlendirme Teknikleri: Yoga, meditasyon, enerji çalışmaları ve nefes teknikleri gibi yöntemleri kullanarak enerjinizi belirli bir yöne yönlendirmeyi deneyebilirsiniz. Bu, bilinçli yaratım sürecinde size odaklanma ve içsel denge sağlama konusunda yardımcı olacaktır. Bu tip çalışmalarda kullanabileceğiniz müziklere buradan ulaşabilirsiniz.
Düşünce ve Duyguları Fark Etme: Günlük yaşamınızda düşünce ve duygularınızı fark etmeye çalışın. Negatif düşünceleri pozitife çevirmek için kararlı olun ve isteklerinizi olumlu bir perspektife odaklamaya özen gösterin.
Bilinçli Niyetler: Hedeflerinizi belirlerken, niyetlerinizi açık, net ve pozitif bir şekilde ifade etmeye özen gösterin. Bu istekleri dile getirirken istediklerinizi söylediğinizden emin olun. Bu niyetler, enerjinizi belirli bir amaca odaklamak için güçlü bir araç olabilir.
Olumlu Enerjiyi Çekme: Kendinizi çevreleyen pozitif enerjiyi artırmak için olumlu etkileşimler ve aktiviteler arayın. Bu, olumlu düşünce ve duyguları çekmenize yardımcı olabilir.
Bize destek vermek isterseniz, abone olabilir veya instagramdan takip edebilirsiniz.
Hep Sevgiyle..
Ümit Yaşar