top of page
Yazarın fotoğrafıKozmist

İletişebilmek

Güncelleme tarihi: 23 Ara 2023

Merhaba sevgili okuyan,

Bu hafta yazımda çevremede son dönemde daha sık görüp, duyduğum ve sadece biz insanlara özgü olan iletişim beceresi hakkında bir yazı derledim.

Hepinize keyifli okumalar dilerim.

 

Şimdi sizlerden anlattığım sahneyi gözünüzde/zihninizde canladırmanızı isteyeceğim.

Bir masada karşılıklı oturup sohbet eden biri İtalyan diğeri ise Japon olan iki kişi hayal edin. Onlara birkaç masa uzaklıktasınız ve beden dillerinden önemli bir konu konuştuklarını düşünüyorsunuz. İstemsizce kulak kabartıp dinlediğinizde ise ikisinin de kendi ana dillerinde konuştuğunu anlıyorsunuz. İtalyan kendi dilinde Japon olana önemli bir şeyler anlatmaya çalışıyor, Japon'da aynı şekilde kendi dilinde karşısındaki İtalyan'a bir şeyler anlatmaya çalışıyor. İki tarafın da içten çabaları, anlamaya çalışmalarının işe yaramadığı yüz ifadelerinden net bir şekilde belli oluyor.


Şimdi böyle bir sahneyi bir saat içinde izleseniz bu normal durum gibi gelebilir. Gün içinde bunlar yine anlaşamazsalar ise, burada artık bir gariplik var dersiniz. Ayni kişiler bir yıl boyunca konuşarak yine ne konuştuklarını bilmeseler, ortak bir dile gelmeseler siz buna tam bir saçmalık diyebilirsiniz.


Sevgili okuyan,

Dünyada birçok insan birbiri ile böyle farklı dillerde konuşuyorlar. İnsanlar hayatları boyunca başkasının ne söylediğini anlamadan veya kendini ifade edemeden bir ilişiki içerisinde var olmaya çalışıyor. Konuyu sadece duygusal bir ilişki olarak düşünmeye başlamadan örneklemeleri çoğaltmak istiyorum. Eşleri bırakalım, baba-evlat, anne-kız ya da iki arkadaş bir birini anlamakta bazen zorluk çekerler. Kişiler yakınlaşmak isterler, çaba gösterirler ancak çoğu zaman bunun bir faydası olmaz. Bunun sonucunda ise anlaşılmayan kişi acı çeker, öfkelenir ya da artık kendini ifade etmek gibi bir girişimde bulunmayabilir.

İletişim kurduğunuz kişinin dilinden nasıl anlarsınız? Anlamak ve anlaşılmak için hangi stratejiyi kullanmamız lazım?

Öncelikle iletişimin her yerde olduğunu anlamakta fayda olduğunu düşünüyorum. İş yerinde, evde, sokakta insanlarla iletişim kurma becerisi hayat içerisinde oldukça önemli bir rol oynamakta. Bazı zaman işin gidişatı tek bir kişiye bağlı olabiliyor ve burada sizin bu kişiyle iyi bir iletişim kurmanız önemli olabiliyor. Bir tek iş hayatında değil, ailede ve arkadaşlarınızla da iyi ilişkiler kurmak için iletişim kurallarını bilmek size yardımcı olur. İletişim kuralları hakkında Doğan Cüceloğlu'nun "İletişim Donanımları" adlı kitabını okumanızı tavsiye ederim.


Yazımın bu kısmında bu zamana kadar okuyup, dinlediğim ve uygulayıp faydasını gördüğüm iletişim kurallarını sizlere sunuyorum. Sizin de onları kendi hayatınızda kullanmaya başlayıp faydasını görmenizi ümit ediyorum.

*İlk kuralımız; gülümsemek. Tanıdığımız veya tanışmadığınız kişilere olabildiğince her zaman gülümseyerek yaklaşmalıyız. Bu gülümseme samimi ve yürekten gelen gülümseme olmalıdır, bununla biz karşı tarafa onu önemsediğimizi ve ona değer verdiğimizin sinyalini veriyor olacağız..

*İkinci kuralımız; sırtımız her zaman dik olmalı ve duruşumuzla karşı tarafa güvenilir ve güçlü kişiliğe sahip olduğumuzu sergilemeliyiz. Açık, güler yüzümüzle, emin duruşumuz birleştiğinde hem içsel olarak bize hem de karşımızdaki kişiye pozitif ve iletişime açık bir halde olduğumuzun mesajı iletilecektir.

*Üçüncü kuralımız; iletişim kurduğunuz insanın gözlerine bakın, gözlerinizi kaçırmayın. Yan bakan gözler size iletişimde iyi puan getirmez ve hatta sizin yalan söylediğinizi ya da kendilerini küçük gördüğünüzü düşünmeye itebilir.

*Dördüncü kuralımız; konuştuğunuz insanla aranızdaki mesafeye dikkat edin. Karşı tarafın rahat edebileceği mesafeyi hissetmeye çalışın.(kişisel alan)

*Beşinci kuralımız; kompliman etmeyi unutmayın. Konuşmanızı iyi, hoş sözlerle canlandırın, karşınızdaki kişiyi küçük ayrıntılarla mutlu edin ancak bunu yaparken abartmadığınızdan ve içten gelerek yaptığınızdan emin olun. Unutmayın, hoş sözler herkesi mutlu eder, abartıda ise sahtelik vardır ve insanlar bunu hissederler.

*Altıncı kuralımız; beden dilini kullanın. Bilim adamları iletişimde bir insanın başkasını etkilemesini böyle açıklıyorlar: % 55 etkileşim bedenle oluyor, % 30 sesle ve sadece % 7 konuşmanın içerliği teşkil ediyor. Bunun için sizin gülümsemeniz, açık olmanız, hareketleriniz çok önemlidir. Klişe bir örnek vermek gerekirse, ellerinizi bağlamayın, ne kadar açık olamaya gayret ederseniz edin, elleriniz bağlı olduğunda iletişim kurduğunuz insan sizin art niyetiniz olduğunu düşünebilir.

*Yedinci kuralımız; iyi dinleyici olun. Dinlemeyi öğrenin. Konuştuğunuz kişi için en güzel armağan sizin onu dikkatle dinlemeniz, tasdik etmeniz, desteklemeniz olacaktır. Dinleyin, dinleyin ve yine de dinleyin! İyi bir iletişimin en büyük sırrı budur.

Çoğu insan konuşma sırasında kendinin daha akıllı, daha bilgin, daha güçlü olmasını göstermeye gayret etmektedir. Onu karşı tarafın hangi ruh halinde görüşten ayrılacağı ilgilendirmez. Kimse kimseden üstün değildir, biz hepimiz insanız ve biriz. İletişimde karşı tarafı rencide etmekten, eleştirmekten her zaman kaçının. Birisini rencide ettiğinizde ömürlük düşman elde edebilirsiniz. “Arkadaşlar gelip giderler, düşmanlar ise kalıcı olabilirler”

*Sekizinci kuralımız; konuştuğunuz insanın ismini sık telaffuz edin, ona her fırsatta ismiyle hitap edin. Biz hepimiz ismimizi duymaktan hoşnut oluruz, bizim ismimiz kulağımıza hoş gelir.

Kırk yıl bundan önce bir telefon şirketi bizim hangi sözü daha çok kullandığımızla ilgili araştırma yapmıştır. Meğerse en çok kullandığımız sözcük “ben” dir. Ben iyiyim. Ben güzelim. Ben akıllıyım. Ben, ben ,ben! Biz günde en az 500 defa bu sözü kullanıyoruz.

Bundan dolayı siz de konuşma sırasında mümkün olduğunca çok konuştuğunuz insanın ismini

kullanın. İnanın her serfinde onun kalbine merhem sürmüş olacaksınız.

*Bonus kuralımız; en doğru iletişimin yüz yüze yapılanı olduğunu unutmayınız..


Bize destek vermek isterseniz, abone olabilir veya instagramdan takip edebilirsiniz.

Hep Sevgiyle..


Ümit Yaşar





bottom of page